Hatırlamak, geçmişteki bir olayı, bilgiyi veya deneyimi yeniden zihinde canlandırmak ve bilinçli olarak bu bilgiyi geri getirmek anlamına gelir.
"Suçsuz" veya "masum" kelimeleri, bir suçla bağlantısı olmayan, yasalara ve ahlaki kurallara uygun davranan bireyleri tanımlar.
Kuru kelimesi, su veya nem içermeyen, dolayısıyla tamamen nemsiz ve sıvıdan arınmış bir durumu tanımlar.
Yaramazın zıt anlamlısı olarak kullanılabilecek bazı kelimeler, "uslu", "sakin", "düzenli" ve "itaatkar" gibi ifadelerdir.
Bu tür anlamlar, genellikle duygu, düşünce, değer, kavram ve olgu gibi unsurlarla ilişkilidir.
Onarım, bozulmuş veya işlevini yitirmiş bir şeyin eski haline getirilmesi anlamına gelirken; bakım, bir nesnenin veya sistemin düzgün ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak için yapılan düzenli kontroller ve küçük düzeltmeler anlamına gelir.
Bu iki kavram, çeşitli bağlamlarda önemli farklılıklar gösterir ve birbirine zıt anlamlar taşır.
Koylar, doğal oluşumları ve sakin suları ile bilinirler ve genellikle korunaklı alanlar sağlarlar.
Uygun kelimesi ise bir şeyin belirli bir duruma, kurala veya beklentiye uyduğunu ifade eder.
Bu iki zıt kavram, fiziksel, duygusal ve kavramsal birçok alanda önemli rol oynar.
Karmaşık kavramı, günlük yaşamdan bilimsel araştırmalara kadar birçok alanda önemli bir rol oynar.
Bolluk, hem ekonomik hem de sosyal açıdan refahın ve zenginliğin bir göstergesidir.
Bu iki mevsim, yılın farklı zamanlarında meydana gelir ve doğanın döngüsel değişimlerini temsil eder.
Hızlı, genellikle bir şeyin veya bir kişinin yüksek bir hızla ilerlediğini veya kısa sürede sonuçlandığını ifade ederken, çabuk kelimesi daha çok hızla ve zaman kaybetmeden yapılan iş veya eylemleri tanımlar.
Bu bağlamda, "yerli" kelimesi, bir kişinin veya şeyin belirli bir yere ait olduğunu ve orada doğup büyüdüğünü ifade ederken, "tanıdık" kelimesi, bir kişinin veya şeyin bilinirliğini ve alışılmışlığını ifade eder.
Vatan tutmak, sadece fiziksel bir yerleşim yerini değil, aynı zamanda kültürel, sosyal ve duygusal bağları da kapsar.
Bu bağlamda, zıt anlamlısı, rıza göstermeden veya karşılıksız bir şekilde bir şeyin alınması anlamına gelir.
Bu iki kavram, özellikle ticaret, kültür ve toplum bilimlerinde önemli bir yer tutar.
Defterin zıt anlamı, doğrudan karşıt bir nesne veya kavram olarak ele alındığında, fiziksel olmayan, soyut veya dijital bir kayıt şekli düşünülebilir.
Ancak, kekik kelimesinin zıt anlamlısı doğrudan bir bitki veya nesne olmayıp, kekik ile tam zıt özelliklere sahip bir kavram olabilir.
Bu bağlamda, uçak ile zıt anlamlı olabilecek en uygun terim "otomobil" veya "tren" olabilir.
Sıcağın bu şekilde kullanımı, edebi eserlerde, günlük konuşmalarda ve çeşitli yazılı metinlerde sıkça rastlanır.
Defter, öğrenci, öğretmen, ofis çalışanı ve sanatçı gibi birçok kişinin günlük yaşamında önemli bir yere sahiptir.
Kıt vermek, bir davranışı eleştiren veya yetersiz bulan bir ifade olarak da kullanılabilir.
Darülulum, Arapça kökenli bir kelime olup "ilim evi" anlamına gelir ve medrese ile aynı işlevi gören eğitim kurumlarını tanımlar.
Güz kelimesinin zıt anlamlısı ise ilkbahardır.
"Yanıt" kelimesi, bir soruya veya duruma verilen cevabı belirtirken, "soru" kelimesi, bilgi edinmek amacıyla yöneltilen ifadedir.
Neşeli ve mutlu bireyler, olumlu duygular içinde olup, yaşamdan keyif alır ve enerjik bir ruh hali sergilerler.
"Mutlu" kelimesi, sevinç, neşe, tatmin ve genel olarak olumlu duyguları tanımlarken, "mutsuz" kelimesi, üzüntü, hayal kırıklığı, memnuniyetsizlik ve genel olarak olumsuz duyguları tanımlar.
"İnce" kelimesi, dar, küçük veya düşük yoğunluklu nesneleri tanımlarken, "kalın" kelimesi, geniş, büyük veya yüksek yoğunluklu nesneleri tanımlar.
"Tembel" kelimesi, iş yapmaktan kaçınan, enerjisi düşük ve genellikle zamanını boşa harcayan kişileri tanımlarken, "çalışkan" kelimesi, sürekli olarak çalışan, gayretli ve enerjik olan kişileri tanımlar.
"Açmak" kelimesi, bir nesnenin veya mekanın kapalı durumdan açık duruma getirilmesini ifade ederken, "kapamak" kelimesi, bir nesnenin veya mekanın açık durumdan kapalı duruma getirilmesini tanımlar.
"Ağır" kelimesi, fiziksel olarak büyük bir kütleye veya yoğunluğa sahip olan nesneleri tanımlarken, "hafif" kelimesi, az kütleli veya düşük yoğunluklu nesneleri tanımlar.
Şehirler, yoğun nüfuslu, gelişmiş altyapıya sahip ve genellikle ekonomik ve kültürel aktivitelerin merkezi olan yerlerdir.
Sıcak, mecaz anlamda kullanıldığında, insanlar arasındaki pozitif ve yakın ilişkileri, hoşgörüyü ve anlayışı simgeler.
Bu iki kelime, birbirleriyle zıt anlamlar taşıyarak, mekânsal olarak birbirine karşıt iki yönü temsil eder.
Bu iki kelime, birbiriyle zıt anlamlar taşıyarak, bireyin mekânsal ve duygusal bağlamda farklı deneyimlerini yansıtır.
Bu iki kavram, ödüllendirme ve disiplin süreçlerinde önemli bir rol oynar ve sosyal düzenin sağlanmasında etkilidir.
Yıl, 365 veya 366 gün sürerken, gün 24 saat sürer.
Gerçek veya hakikat ise, kurgu ve hayal gücünden bağımsız olarak, doğruluğu kanıtlanmış ve somut delillere dayanan olguları tanımlar.
Bu iki kavram, farklı bilgi türlerini ve düşünme tarzlarını temsil eder.
Bu iki kelime, Türk dilinde sıkça kullanılan ve temel eylemlerden birini ifade eden zıt anlamlı kelimelerdir.
Tazelik, özellikle gıda maddeleri için önemli bir kalite ölçütüdür ve tüketici tercihlerini büyük ölçüde etkiler.
Doğu ve batı arasındaki bu zıtlık, dünyanın dönüş yönüne ve güneşin doğuş ve batış noktalarına göre belirlenir.
Sürat ise hızın başka bir ifade şeklidir ve genellikle günlük dilde daha yaygın olarak kullanılır.
Bu iki kavram, hem coğrafi hem de metaforik anlamlarda derin bir zıtlık oluşturur.
İhtiyaç, yaşamın sürdürülebilmesi ve temel işlevlerin yerine getirilebilmesi için hayati öneme sahip unsurları kapsar.
Bununla birlikte, rüzgarın zıttı olarak durgun hava veya sakin hava ifadesi kullanılabilir.